GAYRİMENKULÜNÜ KİRAYA VEREN KİŞİ DAVA AÇACAĞI GİBİ, AÇTIĞI DAVADA DAVA DEVAM EDERKEN İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA YENİ KİRA BEDELİ DE BELİRLENEBİLİR. YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ’NİN 2021/34** E, 2021/60** K SAYILI KARARI BUNUN İÇİN EMSAL NİTELİKTE BİR KARAR OLMUŞTUR.
]]>CEZA MUHAKEMESİ KANUNU 253. MADDE DE DÜZENLENMİŞTİR. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU 253.MADDEDE SAYILAN SUÇLAR SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA, ŞÜPHELİ İLE MAĞDUR VEYA SUÇTAN ZARAR GÖRENİN GERÇEK VEYA ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİSİ OLMASI HALİNDE UZLAŞTIRILMA GİRİŞİMİNDE BULUNULUR.
MAĞDURUN SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR BAKIMINDAN AYRICA ÜST SINIRI 3 YILI GEÇMEYEN HAPİS VEYA ADLİ PARA CEZASINI GEREKTİREN SUÇLARDA UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEBİLİR, ŞİKAYETE BAĞLI DEĞİL İSE, UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEBİLMESİ İÇİN, KANUNDA AÇIK HÜKÜM GEREKİR.
CİNSEL DOKUNULMAZLIĞA KARŞI SUÇLARDA, SORUŞTURULMASI VE KOVUŞTURULMASI ŞİKAYETE TABİ OLSA BİLE, UZLAŞTIRMA YOLUNA GİDİLEMEZ.,
UZLAŞTIRMACI MAĞDUR VE FAİLE ULAŞARAK, UZLAŞMA DURUMUNDAN BAHSEDER. UZLAŞMAK İÇİN TARAFLARDAN GÖRÜŞ İSTER. HER İKİ TARAFINDA KABUL ETTİĞİ HALLERDE UZLAŞMA SAĞLANIR. UZLAŞMA SAĞLANDIKTAN SONRA CEZA DAVASI AÇILMAZ.
UZLAŞMA ESNASINDA TARAFLAR KENDİ ARALARINDA BELİRLEDİĞİ ŞARTLARDA DA ANLAŞABİLİRLER, BU ŞARTLAR HER İKİ TARAFINDA KABUL ETTİĞİ DURUMDA HERHANGİ BİR ENGEL OLUŞTURMAZ. ÖRNEĞİN MAĞDUR OLAN TARAF FAİLDEN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE BAĞIŞTA BULUNULMASINI İSTEYEBİLİR.
]]>Zincirleme Suçun tanımını yapacak olursak ; bir suç kastıyla hareket ederek, birden fazla aynı suçu oluşturan hareketleri farklı zamanlarda, aynı kişiye karşı işlemiş olmak sebebiyle faile tek bir suçtan ancak TCK M.43 Bağlamında artırılarak ceza verilmesini öngören ceza hukuku müessesidir.
Zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk şart; aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla kere işlenmesidir. Yargıtay uygulamasına göre; “aynı suçtan anlaşılması gerekenin, aynı suç tipi olduğu”, kanunda düzenlenen suçların ismi aynı ise aynı suçtan söz edileceği, suçun ismi farklı ise artık aynı suçtan bahsedilemeyeceği kabul edilmektedir. Aynı suç kavramına suçun teşebbüs halinde kalma hali de dahildir. Örneğin Dolandırıcılık suçunda suçu bir kez işledikten sonra mağduru tekrardan dolandırmaya çalışması sırasında durum fark edilir ve engellenilse de Fail dolandırıcılık suçunda zincirleme suç hükümlerine göre yargılanır. Zincirleme Suç hükümlerinde ikinci şart işlenen suçun mağdurlarının aynı olmasıdır. Örneğin bir apartmanın önceki gün bir dairesini soyan hırsız ertesi gün başka bir dairesini soyarsa suçun mağdurları farklı kişiler olduğundan zincirleme suç hükümleri uygulanmaz. Son şart ise işlenen suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmiş olması gerekmektedir. Söz konusu şart M.43’de de açıkça yer almaktadır.
Aynı suçu meydana getiren fiillerin çokluğu halinde zincirleme suçtan bahsedilemez yani hırsızlık suçunda hırsızın çantada ki cüzdanı çalıp devamında da telefonu çalması zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağı anlamına gelmez.
Zincirleme suç hükümleri uygulanırken dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Fail tarafından işlenen suçlardan ilkinde suç emniyet görevlileri tarafından fark edilmesine rağmen fakat failin tekrardan suçu işlemesi engellenmeyerek fiziki takip başlatılıyorsa ve failin aynı suçu işlemesiyle yakalandığında zincirleme suç hükümlerine göre yargılanması Yargıtay’a göre yanlıştır. Yargıtay’ın pek çok kararında söz konusu durum da fiziki takibi yapan gizli soruşturmacının görevi failin suç işlemesini önlemektir. Devlet görevlisi bir kişinin daha fazla suç almasını sağlayabilmek adına failin yaptığı hukuka aykırı hareketlere fırsat vermemelidir. Asıl olan bir suç işlendiği tespit edildiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmaktır. Fakat uygumlalar da bu durumun karşıt halini çok fazla görmekteyiz. Aşşağıda ki Yargıtay Kararında da görmekteyiz ki bu yanlış bir uygulamadır.
Zincirleme suç bazı durumalarda farklı yorumlanabilmektedir ve mağduriyetlere yol açabilmektedir. Bu mağduriyetleri önlemek adına yapılan itirazlar sonucu yargıtay aşağıda düzenlendiği şekilde bir hüküm kurmuştur.
10. Ceza Dairesi, 2016/3408 E., 2017/3547 K.
“Gizli soruşturmacının görevi, soruşturma konusu suçun işlenip işlenmediğini, işlenmiş ise işleyenin kim olduğunu belirlemek ve bu konuda ki delilleri toplamaktır. Gizli soruşturmacı bu görevini yerine getirirken suç işleyemez, başkasını suç işlemeye azmettiremez. Devletin temel görevlerinden biri de suç işlenmesini önlemektir. Devlet görevlisinin bir kişinin daha fazla ceza almasını sağlamak için nu bazı hareketleri yapmaya yönlendirmesi ve ona bunun için fırsat vermesi kabul edilemez. Aksi halde gerek Anayasa’nın 2. Maddesinde yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesi gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. Maddesinde öngörülen “adil yargılanma” hakkı ihlal edilmiş olur. Esas olan gizli soruşturmacı olan görevlinin bir suç işlendiğini tespit ettiğinde suç işleyeni yakalayıp yargı önüne çıkarmasıdır. “
Stj. Av. Dilara KARACA
]]>Zira başkasının özgürlük alanına müdahale edildiği zaman, bireyin hak ve hürriyetinde birtakım sınırlardan bahsetmek gerekir. Dolayısıyla bu sınırların aşımında kanunen de yaptırımlar söz konusu olabilmektedir.
Söz konusu ceza gerektiren sınır aşımı hareketlerinde yaptırımlar söz konusu olabilmektedir.
Bu bağlamda internet üzerinden gerçekleştirilen bu kapsamdaki suçlara bilişim suçları adı verilmektedir.
Bilişim suçları günümüzde üç farklı kategori kapsamında ele alınmaktadır;
Hangi suçlar bilişim suçudur?
Bilişim suçları için 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre hareket edilmektedir. Direkt olarak işlenen bilişim suçları şöyledir.
Özel hayatın gizliliği ilkesinin çiğnenmesi olarak ifade edilebilir..
]]>