Bir suça karışan kişi, işlediği suçun kanunda öngörülen cezai yaptırımına göre tutuklanır veya serbest bırakılır.
Suça karışan kişi tutuklanabileceği gibi, bir takım adli kontrol tedbirleriyle serbest bırakılabilir veya kayıtsız şartsız (bihakkın )serbest bırakılır. Tabi bu işlenen suç şüphesi ile alakalıdır.
Tutuklama bir cezalandırma yöntemi değildir, bir tedbir müessesesidir. Yani amaç kişiyi cezalandırmak değil eğer işlenen suçun kanunda yaptırımı yüksek bir hapis cezası ise suçlunun kaçmasını önlemektir, delilleri karartmasını, müdahalede bulunmasını önlemektir, tanıklara baskı yapmasını önlemektir yani özetle suçlunun yargılamayı ve mahkemeyi yanıltmasını önlemektir.
Tutuklama tedbiri hemen alelade yapılan bir işlemde değildir. Öncelikle soruşturmayı başlatan cumhuriyet savcısı tarafından emniyete bildirilerek emniyet mensupları tarafından beyanlar alınır. Daha sonra cumhuriyet savcısı gerek görürse ayrıca kendisi beyan alır. İşlenen suçun mahiyetine göre kişi ya serbest bırakılır yada mahkemeye sevk edilir. Cumhuriyet savcısının tutuklama yetkisi yoktur ancak mahkemeye sevki sağlar ve talebiyle birlikte dosyayı nöbetçi sulh ceza hakimliğine gönderir.
Cumhuriyet savcısı şüphelinin ifadesini aldıktan sonra şüpheli hakkında 4 farklı şekilde hareket edebilir.
Birincisi: Sadece tutuklama talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir. (bu halde mahkeme tutuklayabileceği gibi adli kontrol kararı da verebilir)
İkincisi: Tutuklama veya adli kontrol talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir.(bu halde mahkeme tutuklayabileceği gibi adli kontrol kararı da verebilir)
Üçüncüsü: Adli kontrol talepli nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edebilir.(bu halde mahkeme adli kontrol kararı verebilir veya bihakkın tahliye kararı verebilir ama tutuklayamaz)
Dördüncüsü: Şüphelinin ifadesini aldıktan sonra direkt serbest bırakabilir. (bu halde zaten şüpheli mahkemeye sevk edilmez cumhuriyet savcısı tarafından resen bırakılır)
Cumhuriyet savcısı şüpheliyi mahkemeye sevk ederse nöbetçi sulh ceza hakimi dosyayı inceledikten sonra duruşma açar ve suçun mahiyetine göre kişiyi tutuklar veya serbest bırakır.
Tutuklama dediğimiz gibi bir tedbirdir. Sonuç olarak düşük bir hapis cezası veya para cezası verilecek bir dosyada hakim tutuklama tedbirine başvurmaz. Fakat işlenen suç kanunda belirtilen katalog suçlardan ise(kasten adam öldürme, terör suçları vs) veya kanunda öngörülen cezası yüksek bir hapis cezası ise tutuklama tedbirine başvurulur.
Tutuklamanın herhangi bir süre sınırı yoktur. Tutuklamaya itiraz her zaman mümkündür. Tutuklama birkaç gün süreceği gibi yargılamanın gidişatına göre bir kaç yıl da sürebilmektedir.
Bazı suç tipleri açısından tutuklama yasağı da söz konusudur. Ceza Muhakemesi Kanunu 100. maddesinin 4. fıkrası : ”sadecen adli para cezası gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez”.